İnsanoğlunu kendi gözünde diğer fanilerden üstün kılan o “fevkalade!” özelliğimiz, bizi biz yaptığını düşündüğümüz, “akıl”ımız, bu son dönemde tutulma yaşıyor! Bugüne getirip pek bir övündüğümüz, akıl yoluyla inşaa ettiğimiz modern toplum ise küçük bir virus karşısında tek çareyi eve kapanıp, aklı korumakta arıyor. Ancak aklı gerçekten korumalı mıyız?
Her gün haber kanallarıyla gözümüzün önüne gelen istatistikler, sayılar, yaşanan olaylara yaklaşımın akıllıca olduğunu tekrar etmek istiyor. Ancak belki de tam da bu değişim döneminde ihtiyacımız olan şey biraz da akılsızlık mı? Bilge deli Erasmus’a selam olsun.
Akıllı olan bu dünya daha ne kadar iyiye gidebilir !? Corona çoğumuzun akıl sağlığını da hasta etmeye niyetli gibi. Herkes akıllı uslu konuşadursun, şu zamandan biraz uzaklaşıp aklımızı, bildiğimizi sandıklarımızı, büyüme sancısı ile yarattığımız algıyı kenara koyalım. Hepimizin korunmak için “maske” taktığı bir dönemde, bilge Hekim İbni Sina’nın öğüdünü hatırlayarak hep taktığımız”maskelerinizi” bırakıp biraz da delilikle empati yapalım dedik. Düşünüp taşınmadan, dünya akılsız daha katlanılası diyen, akıl ve delilik arasındaki çizgide gidip gelen birini aradık ve yakınlarımızda böyle bir deliye rastladık. Hülasa Deli Berber @delibrbr konuğumuz.
Deli Nedir?Halk arasında akıldan yoksun olan, eskiden Dahi, Çılgın anlamlarında da kullanılmış, farklı tanımları var. Bizim kullandığımız anlamı “Aklın hegemonyasından kurtulmuş kişi” dir.Berber saç, sakal kesen kişi. Eski dönemlerde tamamen seyyah olarak gezen, köylerde, sokaklarda dolaşıp saç, sakal kesen, diş çekmek, hacamat ile kan akıtmak, sünnet etmek gibi bazı küçük operasyonları da uygulayan erbab.
Deli Berber, deliliğine, sevabına, öpücüğüne, kucağına dağda taşta tıraş yapan, tıraşı bahane edip, önüne oturan insanı gönül muhabbetine tutan gezgin berber. Tıpkı evvel zamanda olduğu gibi.Cuma akşamı bir başka açıdan şu ciddiyet girdabından aklımızı biraz kaçırmaya çalıştığımız muhabbetimize buyrun efendim..